Fenerbahçe – Molde
Canım gazete okumak istemiyor, televizyon seyretmek istemiyor, konuşmak bile istemiyor.
Klasik bir mağlubiyet sabahı.
Çok kötü çakıldık maalesef.
işin kötü tarafı bunun geleceğini de biliyorduk.
Hoca, ben kondisyon antremanlarına inanmıyorum diyor.
Tamam, saygı duyarım.
Netice ile bu onun mesleği, uzmanlığı, ondan daha fazla bilecek değiliz.
Ama sen çıkart bana sahanın her yerinde basan, ısıran, rakibe sırtını bile döndürmeyen bir takım, ben de diyeyim ki “adam haklı, beyler. Dediği gibi, bu antreman metodları tarihe karışmış”.
Ara ara, fırsat oldukça söylemeye çalışıyorum.
Bu sezon bizim için bir kaç açıdan çok tehlikeli ve zor bir sezon.
– Yıllar sonra avrupa’ya dönüyoruz camiada beklenti büyük. Yönetim de transfer politikası ile bu beklentinin üzerine benzin döktü. Çoğu taraftarın aklı çoktan kaf dağının ardında. Bu çok büyük tehlike.
– Ezeli rakibimizin bizden önce 4.yıldızı takmasına müsade ettik. Biz ne krizler gördük, krizin müptelası olduk demeyelim. Tamam, andavallar yıldızı taktı ama ne pazarlayabildi ne hakkı ile sevinebildi demeyelim. Son 4 sene içinde bir şekilde 3 kere şampiyon olmuş bir takım. Bunun hazmetmek kolay değil. Bu büyük tehlike.
– Bu sene diğer senelerden farklı, bjk bu takımı 3 yıldan beri kuruyor, hazırlıyor. Yine iç karışıklıklara kurban gitmelerini, stad krizleri ile uğraşmalarını falan bekleyebiliriz ama bu onların ligin en tehlikeli, en oturaklı takımlarından biri olduğu gerçeğini değiştirmez. Trabzon’da öyle. Son 2 yıldan beri hep sansasyonel transfer ile taraftarı havaya sokmaya çalışıyor. Oysa taraftarın havaya girmesi için trabzon’un tabelanın üstünde yer alması yeterli. Böyle bir kadro, var. Şota camiayı, kenti iyi biliyor ama daha takımını bilmiyor. Takımı belli kalıplara sokmaya çalışıyor, potansiyelini kısıyor. Yakındır jetonun düşüp, takımın iplerini serbest bırakması. İplerinden boşanmış bir trabzon oyuncu kalitesi ile yine çok tehlikeli rakip. Yani bu sene mücadele edeceğimiz en az iki sağlam rakibimiz var. Daha anadolu’dan her sene filizlenip, olur olmaz noktalarda gidişata taş koyan 1-2 anadolu takımını saymıyorum bile.
– Yönetim transfer politikası ile, yaptığı sponsorluk anlaşmaları ile, reklamlar kampanyalarla beklentiyi çok yukarıya çekti. Beklenti bu kadar yukarıda olunca artık ufak tefek başarılarda dikkat çekmeyecektir. Örnek ilk maç molde’ye kendi sahamızda yenildik. Herkesin moraller dibe vurdu. Şimdi bu gruptan çıksan bile taraftar ilk maçtaki bu tokatı unutmayacaktır.
– Ve belki de en kötüsü, finansal olarak rüzgarı arkamıza almış, daha da büyük kontratlar/anlaşmalar için cazibe noktası haline gelmişken, bu sezon başarısız olma gibi bir lüksümüz yok.
Neden başarısız olduk, neden hala daha kötü oynuyoruz konusuna hiç girmiyorum. Bunu hepimizi biliyoruz, görüyoruz zaten.
Bu kadar baskılı, önde oynamak takımın;
– Fizik kapasitesine
– Genetiğine
– Oyuncu/kadro yapısına
– Şu andaki uyumuna
aykırı.